Dur Yeme, Henüz Fotoğrafını Çekmedim

Geçen gün Facebook'ta dolaşan Fransızca bir makale okudum. Makale, yenen her yemeğin fotoğrafını çekip sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmanın, psikolojik sorunlara yol açabileceğini ve gizli yeme bağımlılığı yaratabileceğini yazıyordu. Ayrıca kişilerin bir süre sonra güzel ve fotoğraflık görüntüleri sebebiyle daha yüksek kalorili yemeklere yönelmesini tetikliyormuş. Bu yazıyı okuduğum günden beri İnstagram'a yemek fotoğrafı koymadım. Benim kendi adıma korkum, yüksek kalorili tercihler yapmak değil, gizli yeme bağımlılığı denen beynin devamlı yiyeceklerle meşgul olması durumu.

Bu sebeple fotoğraf paylaşımlarıma biraz ara verdim. Bir de İnstagram'dan o kadar çok diyet yapan insanı ve onların yemeklerini takip ediyorum ki bir süre sonra ne kadar diyet olsa da fotoğraflara baktıkça karnım acıkıyor. Hatta geçen hafta biraz kaçırdım. Cumartesi akşamı festivale gittim ve sadece ekmek arası yiyecekler vardı. Tavşanmışçasına döner ekmeğin üst kısmını yiyip altını bıraktım. Dönerimin son hali çok komikti. İnstagrama koymayı düşündüm; fakat görenlerden birinin canı çeker diye sonradan vazgeçtim. Tabii gün içinde yaklaşık 15 km yürümüştüm. Hatta Beşiktaş'ta polis ve taraftarla hiçbir alakam olmamasına ve olayla tek bağlantımın Dolmabahçe'den Beşiktaş'a inanılmaz trafik olduğu için yürümek olmasına rağmen biber gazı bile yedim.

Sonuç olarak makaleden girdim, biber gazından çıktım. Yine alakasız şeylerden alakasız yerlere bağlandım:) O zaman bugünkü fotoğrafım, makaleden bahsettikten sonra bir yiyecek olmasın. Günün kahvesi: Çok az light sütlü buzlu americano.