İsimler Önemlidir

   Bugün kendime yiyecek bir şeyler hazırlarken bir yandan da garip düşüncelere daldım. Ders çalışmaktan o kadar sıkılmıştım ki bulaşık yıkadım, yemek yaptım, internette beslenmeyle ilgili bir sürü araştırma yaptım, koşarak spora gittim, kitapların yanından teğet geçtim ama kapaklarını açmaya hiç yeltenmedim. Aslında tembel bir öğrenci değilim hatta inek kategorisine bile girebilirim ama olmayınca olmuyor. 

   Garip garip düşünceler geldi aklıma demiştim. Mesela isimler. Daha doğrusu isimlendirmeler. Restorantlara gittiğimizde öyle havalı isimler görüyoruz ki bir an gözümüz dönüyor. Pilav yatağında salçayla harmanlanmiş et ve fasulye, bilmem kaç gün tuzlu, sirkeli suda bekletilmiş turşu eşliğinde... Böyle söyleyince insana çok havalı geliyor ama aslında pilav üstü kuru fasülye! 

   Ben de artık yediğim her şeye süslü isimler koyma kararı aldım. Bugün karabuğday haşlamıştım. (Evet, son takıntım karabuğday.) İçine bir elma rendeleyip biraz da tarçın koydum. Böyle anlatınca çok düz oldu. Yeni felsefeme uygun ismiyle: Mis kokulu tarçınla harmanlanmış elma rendesi yatağında, karabuğday haşlaması. Nasıl, güzel oldu değil mi? :)

    Bazen önemli olan ne gördüğünüz değil, gördüğünüz şeyi nasıl yorumladığınızdır. Bundan sonra tüm yemeklerime, birinci sınıf restorant ürünüymüş gibi isimler vereceğim. Her gün yediğim yemek değil de bir kutlama için lüks bir restoranta gittiğimde yediğim yemek gibi davranacağım en basit yemeğe bile.

                 

                      

                                             Bu yemeğimin yatağı yani elma ve tarçın. 

                     

                            

     Tamam kabul ediyorum çok güzel görünmüyor ama tok tutuyor. Karabuğdayı bazen yoğurtla karıştırıp yediğim de oluyor. Bildiğimiz bulgur pilavı gibi karabuğday pilavı yapıyorlamış ama denemedim hala, en yakın zamanda yapıp sizlerle paylaşacağım.