Final zamanları!

       Ocağın başlamasının, biz öğrenciler için yılbaşı olmasının yanında daha travmatik bir anlamı da var: Finaller başlıyor! Peki finallerin başlaması ne demek? Bütün sene yayıp, son dakika çalışmanın verdiği stresle tüm dünyayı yemek, uykusuz geceler, mor göz altı halkaları, kahveyle fazla samimiyet, spora gitmek söyle dursun kafanı kaşıyacak zaman bulamamak demek. Hem de indirimlerin başlaması demek, ikisi aynı anda olur mu ama, bu bana yapılır mı!  Pffff hiç sevmiyorum bu haftaları! Neyseki ilk bölümünü atlattım darısı 2. haftanın başına. 

   Sınavlara evde çalışırken çok yiyorum! Fark etmeden hem de. Eskiden ya kütüphanede ya bir kafede çalışmaya özen gösterirdim abur cuburlarla arama mesafe koymak için. Bu sefer evdeydim ve yine çok yedim! Simdi ufak bir boşluk buldum spora koşuyorum. Diğer seçenekler kötü olduğunda insan nasıl bir istekle spora koşuyor anlatamam. Bence final zamanlarında hafif spor yapmak konsantre olmayı kolaylaştırıyor yoksa ben ders çalışmaktan ziyade oturup çok yedim diye dertleniyorum. 

   Madem devamlı atıştırma gereği duyuyorum, en iyisi kalorisiz bir şeyler yiyeyim diye karar aldım kendi kendime. Normalde mevsiminin dışında olduğu için salatalık yememeye özen gösteriyordum ama bu ara yiyorum. Marul, maydonoz ya da bitki çayı, kahve gibi düşük kalorili şeyleri elimizin altında bulundurursak ben ve benim gibi final mağdurları belki bu dönemi daha rahat geçirebiliriz.

   2 sene önce 2 haftalık sınav haftamda 2.5 kilo alarak kilo vermemi durdurmuş ve kilo almaya başlamıştım. Belalı bir dersim vardı ve ben ondan geçeceğim diye neredeyse tüm hayatımı durdurdum. Sonuç: geçtim ama geçmesem de olurmuş. Keşke o kadar strese girip kilo verme sürecimi baltalamasaymışım. Benim bu acı tecrübem, diğer arkadaşlara ders olsun. Her şeyde bir hayır vardır diyerek, spor salonumun yolunu tutuyorum. 

   Herkese kolay gelsin:)