11 Kasım 2012 Pazar

Maratona Katılamayınca Neler Yaptım?

 
Avrasya maratonuna katılmak için çok hevesliydim. Hemen numaramı aldım; ayakkabılarımı hazırladım. Ama dün kendimi çok halsiz hissettim, önümüzdeki hafta vizelerim başlıyor ve sınavları riske atamadım. Sonuç olarak bugunkü maratona gidemedim çünkü ben, yağmur yağacak, terleyip rüzgarda kalacağım vs. gibi binlerce komplo teorisi üretmiştim. Tam yarış başladığında, orada olmadığım için yaşadığım pişmanlığı anlatamam.

   Televizyonda maratonun ilk anlarını görünce, "benim hemen bir şeyler yapmam lazım!" dedim. Hava hiç düşündüğüm gibi yağmurlu değil aksine oldukça parlaktı. Açık havada bir şey yapmak istedim ve bisikletime atlayıp sahil yoluna indim. Bostancı istikametine giderken rüzgar çok etkiliydi, Fenerbahçe'ye gidiş daha rahattı. Yaklaşık 1 saat bisiklete bindim.

   Nasıl gaza gelmişsem bu spor beni kesmedi :) Spor salonunda saat 1'de pilates dersleri oluyor, ona gittim; 45 dakika pilates yaptım. O da kesmedi, pilatesten sonra en sevdiğim grup derslerinden zumba vardı. "Bari ona da gireyim" dedim, 45 dakika da dans ettim.

   Bana "nasıl zayıfladın?" diyenlere cevabım,kısa ve öz. Öyle "her şeyi yiyerek hem de spor yapmadan kilo verdim" diye bir şey yok, söyleyenleri de açıkcası samimi bulmuyorum. Kalkık bir popo istiyorsanız, poponuzu kaldırıp spor salonuna gideceksiniz, bu kadar basit :)

Not: Aslında pilates ve zumbada da fotoğraf çekmiştim ama beni çekecek kimseyi bulamadığım için aynadan çektim, çok apaçi fotoğrafı gibi olmuş o yüzden koymadım. Daha sonraki postlarda inşallah :)



1 yorum:

  1. :-) apaçi fotoğrafı da koymalısın arada eğlenceli olur!

    YanıtlaSil