21 Şubat 2013 Perşembe

Tatlı Krizinde Bir Gün

Sabah uyandığım andan itibaren canım deliler gibi tatlı istiyordu. Kendimle hiç inatlaşmam. Baktım olacak gibi değil, ben ne yaparsam yapayım gidip o çikolataları, tatlıları yiyeceğim. O zaman ben de bugün öyle bir ayarlama yapayım ki çikolata yesem de kilo almayayım dedim kendi kendime. Bana bu kadar tatlı yiyip nasıl kilo veriyorsun diyenlerin akıllarındaki soruları da biraz gidermiş olayım diye dün tüm gün yediklerimi çektim yine paparazi olup:)

Saat 8.30: Günaydın! İlacımı içtim 2 büyük bardak suyla. Yarım saat bir şey yemem yasak.

9.00: Kahvaltı Zamanı. Öndeki benim tabağım. İkea'dan çavdar gevreği almıştım, çok hoşuma gitti. Artık kahvaltılarımda onu yiyorum hem çıtır çıtır olması hoşuma gidiyor. Hep sevmişimdir gevrek şeyleri. Üzerine light labne peyniri sürüp baharatlarla süslüyorum. Zeytin yerine 5 fındık yedim sabah ama fotoğrafta yok. Birazcık da eski kaşardan yedim.




Baharatlar iyi kullanıldığında kilo vermeye gerçekten yardımcı olabiliyor. Keten tohumu, ısırgan tohumu,çörekotu,kekik ve kırmızı pul biberle süsledim çıtır gevreğimi. İkisine de aynısını yaptım ama fotografta ekmeğimin tipi görünsün diye diğerine sürmemiştim. Çavdar gevreği bulamazsanız mısır ve pirinç patlaklı eti form da olabilir. Ekmeğe alternatif olarak yenebilirler hem sert olduklarından daha fazla çiğnendikleri için daha fazla yemiş gibi hissediyorsunuz.


Sabahtan dersim yoktu. 1'de başlayacak. Hiç de derse girme isteğim yok ama bakalım hayırlısı...

11.00: 1'de ders var, artık yavaş yavaş evden çıkmam gerekiyor, yolum uzun. Bir elma ve yarım portakal yedim evden çıkmadan. Yanında da sütlü kahve. ( kahvenin yanında da 1 tane after eight denen mükemmel naneli çikolatadan yemiş olabilirim yani canım tatlı istedi ne var?!)


13.00: Derse girmek istemiyorum, girmeyeceğim! Hem ben kötü bir öğrenci değilim hatta inek olduğum ile söylenebilir ama hiç ders modumda değilim bugün. Ben en iyisi alışverişe gideyim:)

13.30: Sabahtan beri aklımdan sadece yemekler geçiyor. Bıraksalar dünyayı yiyeceğim. Kendine gel Tansu! Hemen düzgün bir şeyler yemezsem saçma sapan kalorilere saldırma ihtimalim çok yüksek. Bu arada Levent Sapphire alışveriş merkezine geldim. Belki H&M'de bir şeyler vardır diye ama bulamadım. Alt katındaki yemek bölümlerini gezdim. Bugünümü tatlılara ayırdığım için hafif sebze yemeği arıyorum. Aradığımı İkbal'de bulabildim. Yoğurtlu ıspanak aklımdaki menü için ideal. Ekmek yerine çorba içtim. Ezogelin çorbası. İçeceğim ise her zamanki gibi su.


14.30: Sapphire'de biraz daha dolaştıktan sonra Nero'da yeşil çay molası. Alışkanlıktan mıdır bilmiyorum ben yemekten sonra çay, kahve içmezsem yemeğimin bittiğini anlayamıyorum.


İnsan alışverişe çıkıp hiçbir şey almayınca bir hayal kırıklığı ve tatminsizlik yaşar ya, işte hissettiğim şey tam da bu! Hiç bir şey bulamadım. Şimdi Sapphire'den çıkıp Kanyon'a gidiyorum. Büyük ihtimalle bir şey bulamayacağım ama olsun en azından gezerim, hareket olur.

16.15: Kanyon'u da gezdikten sonra tahmin ettiğim gibi yine bir şey alamadım. Ben de kahve içip çok trafiğe kalmadan metrobüsün yolunu tutayım dedim. Kanyon Esspresamente'de sevimli, küçük porsiyonlu tiramisu ve mousselar var. Bir esspresso ve mini tiramisu siparişi verdim. Tiramisunun porsiyonu bir küçük kahve fincanı kadar. Normal bir porsiyonun yarısından bile daha küçük. Özellikle yalnızsanız, etrafınızda tatlınızı paylaşacağınız kimse yoksa küçük porsiyonlar ideal. Çünkü normal bir porsiyonda yemeğe başladıkça "aman bir çatal daha alayım" derken bir bakmışsınız hooop bitivermiş. Benimki çok sevimliydi:)


18.00: Eve geldim. Akşam yemeği saatim gelmiş hattan geçiyor. Bütün gece tatlı isteğimin sürecek olmasını göz önüne alarak yine sebze ağırlıklı bir öğün olsun dedim. Kurtarıcım tabii ki kabak! Kabakları ve kırmızı biberi buharda haşladım biraz.


Onlar hazır olduktan sonra da yanına bir salata yapayım dedim. Ama biraz da değişik bir şey olsun istedim. Dolapta dondurulmuş böğürtlen vardı. Salatamı onlarla süsledim. Görüntüsü daha estetik oldu.


İşte yemeğimin tüm görüntüsü bu. Sonunda " biraz fazla otladım galiba" diyerek salatama 2 kaşık lor peyniri ekledim.



19.00: Annem, kardeşim ve ben kız kıza Türk kahvesi keyfi yapmaya karar verdik. Kahvemi sade içiyorum. Kahveyi ne kadar sevdiğimi hep söylüyorum. Metabolizmayı hızlandırıyor. Hem akşam spora gideceğim bence 2 After Eight'in lafı olmaz aramızda. Hem kahve ve çikolata uyumu diye bir şey var. Kahveyi biraz içtikten sonra fotoğraf çekmek aklıma geldi yoksa gayet köpüklü yapmıştım:)


20.30: Spora geldim. Spor hocam sağ olsun yine bana müthiş bir antreman hazırlamış. Önce 10 dakika cross trainer yaparak ısındım. Ardından hocamdan bomba geldi:100 Burpees box jump! 50 burpees yapamıyorum ben hem burpees yapıp hem tır lastiğinin üzerine nasıl atlarım ben diye düşünüyorken yapamayacağıma karara verdim. Yapmaya başlayınca aslında başlamanın yapmaktan daha zor olduğunu anladım. 75'ten sonra sürünmeye başladım ama 100'ü tamamlayabildim. Ardından 50 kalori bisiklet çevirdim.150 Walking Lounge yaptım. 50 kalori de kürek çekerek 1 saatlik güç antremanımı tamamladım. Haftada 3 gün sıkılaşıp şekillenmeye yönelik bu tür antremanlar, 3 gün de cardio yapıyorum. Antremanım bana çok soruluyor ama ben haddimi aşarak spor hareketlerimi yazmayı pek uygun bulmadım. Bunu yapan profesyoneller var, ben amatörüm sanki benim hareketleri göstermem onlara saygısızlık gibi geliyor. Yanlış yönlendirip sakatlıklara sebebiyet vermekten korkuyorum. Bu yüzden yaptığım hareketleri yazdım. İnternette ararsanız nasıl olduklarını bulabilirsiniz. Bisikletteyken bu fotoğrafı çektim. Geçenlerde İnstagram'da gördüğüm bir yazı geldi aklıma şimd bu fotoğrafımı görünce. İngilizce bir cümleydi. Türkçesi: Kurt gibi görünmek için, domuz gibi terle. :) Birazdan ruhumu teslim edecek gibi çıkmışım. Pek güzel bir fotoğraf değil, kafam kocaman çıkmış:) Ama anafikri: çikolata yemek ve aynı zamanda kilo vermek istiyorsanız çikolatanızı yedikten sonra bu hale gelmelisiniz.


22.15: Spordan geldikten sonra hiç halim kalmadı. Saat geç oldu ama spordan sonra kaslarımı korumak için bir şeyler yedim. Bir portakal ve ilk başta 1 çay bardağı içtiğim ardından ikinci çay bardağını mideye indirdiğim laktozsuz süt. Süt karnımı şişiriyor o yüzden artık laktozsuz tercih ediyorum. Biraz da altın çilek yedim




23.30: Benim uyku vaktim geldi. Gece kuşu değilim, hemen uykum geliyor. Sabah erken kalkıyorum genelde. Gece 5'te de yatsam 9'da uyanan cinstenim. Az uykunun kilo aldırdığı kanıtlanan bilimsel bir gerçek. İyi uyku, iyi hayatın vazgeçilmezlerinden.

SONUÇ: Yemek yeme ve tatlı isteğimle boğuştuğum bir günüme konuk oldunuz. Her gün böyle olmuyor tabii ki, bu istisnai bir gün.Mesela bugün et yemedim oysaki sağlıklı bir beslenmede ete de yer ayrılmalı. Sadece kendinizi dizginleyemeceğinizi hissettiğiniz günlerde neler yapabileceğinize fikir vermesi açısından yazdım bu postumu. Kendinizi sevin, kendinize eziyet etmek yerine mutsuz olmadan nasıl kilo veririm, ne için nelerden vazgeçebilirim diye alternatif yollar arayın.

Sağlıklı ve fit günler dilerim:)

4 yorum:

  1. senin yazilari okuyunca hic sıkılmıyorum.. 1 mart dogumgünüm ve yeni yaşım icin hedefim bol hareket etmek.. en azında düzenli yürüyüş yapacağım, e başladımda bir haftadır. vee sporu sevmeyi dileceğim :) belkide başlamak, başarmaktir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Yeni yaşın şimdiden kutlu olsun sağlık ve mutluluk getirsin:) Başlamak gerçekten başarmak gibi. Önemli olan ilk adımı atabilmek.

      Sil
  2. Buraya yazabilmek için tek tek fotoğraflaman bile bir azim örneği.Blogunu ilk inceleyip o öncesi ve sonrası fotoğraflarını da görünce helal olsun dedim.Ben de kilo vermeye çalışıyorum ama senin yaptığın kesinlikle başka bir şey neyse hissettiklerimi yazarsam belki faydası olur dedim tebrikler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Çok mutlu oldum yorumuna :) Kiloyu korumak vermekten daha zormuş. Biraz kilo alınca moralim bozuluyor, bir de dikkat etmesem çoktan eski halimden beterdim. O yuzden boyle yorumlar beni çok mutlu ediyor:)

      Sil