3 Ocak 2013 Perşembe

Yılbaşı mağdurlarına,


   Mutlu yıllar!!! Bu yıl hepimize Adriana Lima fiziği, sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıkları getirsin.
   Efsane yılbaşı sofralarından sonra "battı balık yan gider."diyorsanız orada bir durup derin nefes alın.  Bir kilo vermek için bir hafta uğraşıyoruz ama yeri geliyor 1 gün içinde geri alıyoruz. Balık bir gecelik batmış olabilir ama daha sıkı bir diyet ve spor programıyla toparlanamayacak bir durum yok. "Boğazımı tutamadım, deli gibi yedim, ben zaten zayıflayamam böyle yemekle" diyerek kendinize kızıp pişmanlık duyacağınıza, "Evet normalde yemem gerekenden fazla yedim, ama sevdiklerimle güzel bir yemek yedim hergün böyle bir şansım olmuyor." diye düşünebilmeliyiz. İnsanın yaptığı işten,  bulunduğu mekandan, yediği yemekten zevk alması çok önemli. Yoksa her şey zulüm olmaya başlar. 
   Peki ben yılbaşında ne yaptım? Ben yılbaşında dışarı çıkmam. Bizde yılbaşı ailecek kutlanan bir gündür. Açıkçası ben pek özel bir gün olarak kabul etmiyorum yılbaşını, herkesin aynı gün kutladığı günden özel gün mü olur? Her neyse biri bizim evde, biri yeğenimde 2 yemeğe davetliydim. Annem sabahtan hazırlıklara başladı. Bizdeki ana yemek hindi ve kestaneli pilavdı. Taze fasulye, enginar, mantar sote, zeytinyağlı yaprak sarma masamızda bulunan diğer yiyeceklerdi. Hindiyi herkes sevmez ama ben günlük beslenme düzenimde de sıkça kullanıyorum tavuğa alternatif olarak. Birazcık hindi ve mantar sote yedim bizim evde. Karnımı doyurmadım. 
   İkinci gittiğim yemekte ise daha çok meze çeşidi vardı. Oradaki favorilerim: patlıcan salatası ve fellah köftesi. Aslına bakarsanız yemeklerde çok muzur seyler yememeye dikkat ettim. Çok az tadımlık lokmalarla ucuz kurtuldum anlayacağınız, ama beni her zaman olduğu gibi yine tatlı faslı mahvetti. Çok şık bir yeni yıl pastamız vardı noel babalı. Limonlu kek, zencefilli ve tarçınlı yılbaşı kurabiyeleri, dondurma tatlı menümüzün geri kalanıydı. Neyse itiraf etmeliyim ki 3 insanın yiyebileceği kadar tatlı yedim. Ama buna hazırlığımı yapmıştım, sabahtan spor salonuna gidip çılgınca spor yaptım. Bu yüzden pek bir vicdan azabı hissetmedim. Çünkü güzel şeyleri, keyifli bir ortamda, sevdiğim kişilerle yedim. 

                               


   Yemekten zevk almak, yaşamak için değil de zevk için yemek, çok büyük bir ayrıcalık bence. Artık hayatlarımız o kadar acele ki, 1000 kalorilik hamburger menüsünü ayaküstü 3 dakika içinde öğütüyoruz, ne bir sohbet ne bir yemek zerafeti yok. Her lokmada yemeğinizden keyif alın, bu kabak haşlaması da olsa, en sevdiğiniz yemek de olsa severek yiyin. Diyet yapıyorsunuz diye illa nefret ettiğiniz brokoliyi yemek zorunda değilsiniz ki( brokoliden nefret edilir mi, dünyanın en güzel sebzelerinden biri neyse bir an kendi kendime gaza geldim:)) brokoli sevmiyorsanız mutlaka sevdiğiniz bir sebze vardır onu tüketin.

   Özetle, yılbaşında çok yediniz ya da çok içki içtiniz diye kendinize psikolojik işkence uygulamanıza gerek yok, yarın sabah uyanın, derin bir nefes alın ve 1 büyük bardak suyla gününüze başlayın:) 

         









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder