8 Ekim 2012 Pazartesi

Psikoloji > Fizyoloji

Psikoloji  > Fizyoloji  yazdım ama bu ne demek?

Öncelikle hastalıklarımızın arkasına saklanarak elimize hiçbir şey geçmiyor. Liseye başladığımda kilo veremediğim ve devamlı depresyonda olduğum için kan tahlili yaptırdım ve sonuç : HİPOTİROİDİ!! Ayrıca devamlı depresyonda olmam çok doğaldı çünkü  15 yaşındaydım boyum 1.55 kilom ise 85'ti. 18 yaşıma geldiğimde ise Polikistik Over teşhisi kondu. Kısacası metabolizmamızın hızını düşüren iki büyük düşmanı bünyemde barındırıyorum.

Hayatımdaki tüm değişim 19 yaşımda Fransa'ya gitmemle başladı -hayatımın en iyi kazıklarından birini yemiştim iyi ki yemişim :) - İnanılmaz yalnızdım ve en yakın arkadaşım Eyfel Kulesiydi. Yaşadığım saçma sapan tüm bunalımların sebebinin aslında kilolarım olduğu o sırada dank etti ama bu sondu her pazar gecesi yaşadığım "tamam yarın diyete başlıyorum" gibi değildi. Yıllarca gitmediğim diyetisyen, girmediğim zayıflama makinesi kalmamıştı ama Paris denen şehir beni benden almış sanki bambaşka bir insan yaratmıştı. 1 aylık dil kursumun sonunda İstanbul'a döndüğümde 6 kilo vermiştim. Bırakın 1 ayda 6 kilo vermeyi, bünyem Turkiye'deyken ayda 600 gram bile reddediyordu.

Yani söylemek istediğim: Hastalıklarınızı ortadan kaldıramıyorsanız, onlarla barışık olmayı öğrenmelisiniz. Gerçekten isterseniz yavaş yavaş da olsa kilo verebilirsiniz. Önemli olan gerçekten istemek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder